Sportif, kültürel ve sanatsal faaliyetlerin yanı sıra Egeli öğrencilerin serbest zamanlarını kaliteli şekilde değerlendirmeleri için Ege Üniversitesinde kültürden sanata, spordan kariyere, yapay zekadan bilişim teknolojilerine yönelik birbirinden farklı alanlarda 90 öğrenci topluluğu bulunuyor.
Bu topluluklardan birisi olan ve tarihi 1965’e dek uzanan Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu da bir yandan genç sanatçılara yeteneklerini geliştirme ortamı sunarken bir yandan da tiyatro sanatını toplumlar buluşturuyorlar.
Dünya Tiyatrolar Günü ile ilgili bilgi veren Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu Başkanı ve Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü Öğrencisi Sümeyra Sain, “Tiyatro, hayatın iyi ve güzel yönlerini aktardığı gibi kötü ve çirkin yanlarını da düşündürerek seyirciye sunuyor. Hayatın her halini içinde barındıran tiyatro, bugün olduğu gibi yarın da toplumu güldürecek, ağlatacak ve düşündürecek. Dünya Tiyatrolar Günü 1961 yılından itibaren kutlanmaktadır. 1948 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO), Uluslararası Tiyatro Birliği’ni kurmasıyla aslında yavaş yavaş toplumda değerini yitirme ihtimali olan bu sanat, tekrardan gün yüzüne çıkmış oldu. 27 Mart ise aslında bunun dünya çapında kabulünü simgeleyen bir semboldür. 27 Mart tarihi, Uluslararası Tiyatro Birliğinin kuruluşu olan Paris Uluslar Tiyatrosu’nun açılış tarihinden gelmektedir” dedi.
Tiyatronun topluma katkılarından bahseden Başkan Sain, “Tiyatronun erken dönemlerini incelediğimizde katarsis kavramı ile karşılaşıyoruz. Katarsis kavramı, ruhun kötülüklerden arınması olarak tanımlanmaktır. Tiyatroda ise izleyicinin rolü canlandıran kişi ile empati kurup, gerçek hayatta deneyimleyemediği hisleri deneyimlemesine, yaşamasına, hissetmesine sebep olur. Örnek vermek gerekirse; 1900’lü yılların ortalarında dönemin yükselen epik tiyatro kavramı toplumu bilinçlendirme, harekete geçirme ve örgütleme gibi amaçlarla yapılmıştır. Ayrıca benzer yıllarda gördüğümüz grotesk tiyatro öncülerinden F. Dürrenmatt tiyatrosunda da bir çözüm sunmadan toplumsal problemleri göz önüne sermiştir. 2. Dünya Savaşı sonrası dönemlerde ise, yükselen antimilitarist ve varoluşçu akımlar tiyatroda absürt akımına sebep olmuştur. Absürt tiyatro akımı, çok daha bireysel dertlere ve anlatılmamış insanın dertlerine yoğunlaşmıştır. Hatta tiyatroyu geneliyle incelediğimizde insanın kendi derdini ifade etme biçimi olarak da kullanılmıştır” diye konuştu.
Topluluk Başkanı Sain “Topluluk olarak sanatımızı ‘Sanat, Sanat İçindir’ ya da ‘Sanat, Toplum İçindir’ gibi kalıplara sokmuyoruz. Amatör bir ekip olarak üstün amacımız her zaman tiyatro olacak şekilde hareket ediyoruz. Ekip her sene değiştiği yani yeni üyeler aldığı için net bir tiyatro akımının etkisinde olduğumuzu söylemek zor ama eğitim çalışmalarımız tiyatro kuramcısı Stanislavski’nin düşünceleri üzerine temellendiriyoruz. Seçilen sene projesi gereksinimleri doğrultusunda diğer tiyatro akımlarından ve düşüncelerinden de yararlanabiliyoruz” diye konuştu.
Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğunun gelişim sürecinden bahseden Topluluk Başkanı Sain “1965 yılında Ege Üniversitesi Sanat Tiyatrosu adıyla kurulan topluluk, 1984 yılında Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu adını almış ve halen daha faaliyetlerini sürdürmektedir. 1988 yılında Tiyatro Günleri’ni düzenlemeye başlamıştır. Bu sene de 03-12 Mayıs tarihleri arasında 26. Tiyatro Günleri’ni gerçekleştireceğiz. Bunun yanı sıra topluluk olarak her sene bir proje üzerine çalışıyoruz ve sene boyunca projemizi kampüs seyircileriyle buluşturuyoruz. Bu sene Gianni Rodari’nin yazmış olduğu ‘Yalancılar Ülkesi’ adlı romanı oyunlaştırdık ve onun üzerinde çalışıyoruz. Yakın dönemde başta kampüs seyircisi olmak üzere tüm seyircilerimize buluşturmayı düşünüyoruz. Herkesi bekleriz” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
GÜNDEM
07 Kasım 2024SPOR
07 Kasım 2024GÜNDEM
07 Kasım 2024SPOR
07 Kasım 2024SPOR
07 Kasım 2024GÜNDEM
07 Kasım 2024GÜNDEM
07 Kasım 2024